Page 63 - SAYFALAR-1-İNDEX-CONVERT.cdr
P. 63

Soner ÇANKAYA
          Süleymanpaşa Proje Anadolu AİHL. Türkçe Öğretmeni

         Ahİ EVRAN ve AHİLİK SİSTEMİ










                                                                                AHİLİK NEDİR?


                                                                                         Ahilik, kelime anlamı olarak Arapça “kardeşim” veya
                                                                                Türkçe “akı” (Divan’ül Lügat’it Türk’te) “cömert”, “eli açık”
                                                                                anlamında kullanılmaktadır.
                                                                                               Terim olarak, XVIII. yüzyıldan sonra bir esnaf-
                                                                                sanatkâr birliği hâline dönüşmüş olsa bile, XIII. yüzyıldan
                                                                                itibaren  Anadolu’da  görülmeye  başlayan,  Anadolu’nun
                                                                                vatanlaşmasında  ve  Osmanlı  Devleti’nin  kurulmasında
                                                                                büyük rol oynayan dinî, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasî
                                                                                boyutları olan bir sistem olarak tarif edilebilir. Denilebilir ki
                                                                                ahilik,  imanın  amele  dönüştüğü,  Anadolu’nun
                                                                                vatanlaşmasını,  Osmanlı’nın  “cihan  devleti”  olmasını
                                                                                sağlayan dünyevi ve uhrevi bir sistemdir.
                                                                                     Ahiliğin başlangıçta bir esnaf teşkilatı olarak ortaya
                                                                                çıkmadığı,  içlerinde  kadıların,  müderrislerin,  devlet
                                                                                adamlarının,  askeri  görevlilerin  de  olduğu;  ahilerin
                                                                                toplumun bütün kesimlerini kucakladığı bilinmektedir.



         AHİ EVRAN VELİ KİMDİR?
                 Şüphesiz ki, Anadolu Ahiliğinin kurucusu Ahi Evran’dır.
                 Kurmuş olduğu Ahilik Teşkilâtı ile sosyal, iktisadî ve siyasî hayatımızı etkileyen; Anadolu’nun vatanlaşmasında ve Osmanlı Devleti’nin
         kuruluşunda büyük rol oynayan, bu sebeple Türk-İslâm tarihinin önemli şahsiyetlerinden olan Ahi Evran 1171 (H.566) yılında İran’ın Batı
         Azerbaycan tarafında bulunan Hoy kasabasında doğmuştur.
                 Asıl adı Mahmut’tur. Babasının adına ve doğum yerine nispetle Mahmut bin Ahmet el-Hoyi (Hoylu Ahmet’in oğlu Mahmut) denmiştir.
         Lâkabı “dinin yardımcısı” anlamına gelen Nasiruddin’dir. Ahi Evran’ın çocukluğu ve ilk tahsil devresi memleketi olan Azerbaycan’da geçmiş olsa
         da, gençliğinde Horasan ve Maveraünnehre giderek o yörede büyük üstatlardan ders almıştır. Bu arada âlim Fahrettin Razi’den aklî (fen) ve naklî
         (dini) ilimleri öğrenmiştir.’yi savunan Ahileri, Ahi Evran teşkilatlandırmıştır.
                 Ahi Evran, bir hac yolculuğu esnasında (tahminen 1204’te), evliyadan Şeyh Evhadüddin Kirmani ile tanışmış ve ondan ders almış, tefsir,
         hadis, fıkıh, kelâm ve tıp alanında derin bir âlim, tasavvuf yolunda yüksek makam sahibi bir velî olmuştur.
                 Bağdat’ın İslâm dünyasının büyük sanat ve ilim merkezi olması, Ahi Evran’ın çok yönlü yetişmesinde etkili olmuştur. Bu dönemlerde İbn-i
         Sina, Sühreverdi el-Maktul ve Fahrettin Razi’nin eserlerinden istifade etmiş; Abbasi Halifesi Nasır Lidinillah’ın kurduğu fütüvvet teşkilatını da
         tanımıştır. XIII. Yüzyıl başlarında Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Muhyiddin Arabî ve hocası Evhadüddin Kirmani ile birlikte
         Anadolu’ya gelen Ahi Evran, bu tarihlerde hocası Evhadüddin Kirmani’nin kızı Fatma Bacı ile evlenmiştir.
                 Anadolu’da özellikle esnafa İslâmiyeti anlatarak dünya ve ahiret işlerini düzenli hâle getirmeleri için nasihatte bulunmuştur. Yaklaşan
         Moğol tehlikesine karşı halkı uyarmıştır. Hocasının vefatından sonra O’nun vekili olmuştur.
                 Ahi Evran Anadolu’ya geldikten sonra Kayseri’de bir debbağ (deri işleme) atölyesi kurmuştur. Sanat sahibi kimseler arasında çok
         sevilmiştir. Moğollara karşı Kayseri’yi savunan Ahileri, Ahi Evran teşkilatlandırmıştır.
                   Ahi Evran, 32 çeşit esnafı teşkilatlandırmış; Selçuklu ve Osmanlı coğrafyasında sanatını icra eden bütün esnaflar İslâm medeniyetinin
         zirve kuruluşu Ahilik Teşkilatının merkezi Kırşehir olduğu için buradan “İcâzetnâme” almışlardır.
                 Kardeşliğin, cömertliğin, yiğitliğin, fedakârlığın, doğruluğun, dürüstlüğün, kalitenin, üretimin, ahlâkın, sanatın, aklın ve bilimin esas
         alındığı Ahilik Teşkilatının kurucusu bu faziletli âlim ve mutasavvıf Ahi Pîri Horasanlı Türkün, kesin olmamakla birlikte Moğollara karşı mücadele
         ederken 93 yaşında şehit edildiği ifade edilmektedir. 1261 (H.653). Kabri Kırşehir’de kendi adı ile anılan camiin bitişiğindedir.
                                                                                                                      eğitim  63
   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68